Gastroözofagiyal Reflüde diyet çok sorulan, çok merak edilen bir konudur. Hastalarımız hemen her zaman neleri yiyebileceklerini ve nelerden kaçınmaları gerektiğini sorarlar. Hastalar bazı yiyeceklerin reflü belirtilerini artırdığını, şiddetlendirdiğini kendi tecrübelerinden bilir. Bu nedenle iyi bir diyetle hastalığın düzelebileceğine inanırlar. Gerçekten de bazı besinler diğerlerine göre daha çok mide ekşimesi ve yanmasına neden olur. Aşırı kahve, alkol, naneli ve yağlı yiyecekler reflü belirtilerinin ortaya çıkmasına ya da var olan belirtilerin daha da şiddetlenmesine neden olabilir. İlaç ihtiyacını azalmak için yediklerine dikkat etmek çok önemli ve çok gereklidir.

Öte yandan sadece diyet yaparak reflüden tamamen kurtulmak çoğunlukla mümkün değildir.  Reflü hastalarının bir çoğu şikayetlerini artıran şeyleri bilir ve bunlardan kaçınmaya çalışır ama çoğunlukla yeterli olmaz. Özellikle ciddi vakaların tedavisinde diyet yapmak ya da yaşam tarzında bazı değişiklikler yetmeyebilir, ilaç kullanılması da gerekebilir. Tek başına yeterli olmasa da reflü diyet yapmak gereklidir, tedaviyi önemli ölçüde kolaylaştırır, hafif vakalarda ise tek başına bile yeterli olabilir.

Kilo Verme

Bir reflü hastasının kendisi için yapabileceği en iyi şey varsa fazla kilolarını vermesidir. Obezite ve reflü ilişkisi araştırmalarda açıkça gösterilmiştir. Özellikle son zamanlarda belirgin kilo almış olan reflü hastalarında kilo verme daha da önemlidir. Kilo vermenin reflü belirtilerinin hafiflemesi veya kaybolması dışında da çok önemli faydaları olacaktır. Bu durum araştırma sonuçlarıyla da desteklenmektedir. Kilo vermekle reflüde olan düzelmenin yanısıra şeker hastalığı, kalp hastalığı ve hipertansiyon gibi önemli hastalık riskleri de azalacaktır.

Uyurken Yatak Başının Yükseltilmesi
Gece reflüsü olan hastalarda yatak başının yükseltilmesi

Gece reflüsü olan hastalarda yatak başının yükseltilmesi

Özellikle geceleri uyurken mide ekşimesi, yanması, göğüs ağrısı, öksürük, ses kısıklığı gibi problemler yaşayan hastalarda yatak başlarının yükseltmesi gece reflüsünün azaltılmasında oldukça yararlıdır. Mide dolu olduğu sırada aşağı eğilince mide içeriği ağzına gelen kişilere de yatak başının yükseltmesi önerilir. Gece reflüsü olanlarda ve eğilince mideden ağıza geri kaçış olanlarda mide girişindeki kapakta bozukluk daha fazladır.

Hstalar uyurken başlarını yükseltmek için genellikle bir yerine iki ya da üç yastık kullanılmaktadır. Birden fazla yastıkla yatmak aslında beklenilen yararı sağlamaz. Yastık sadece başı yükseltir. Sırtı yeterince yükseltemez. Doğrusu belden itibaren vücudun tedricen yükseltilmesidir. Bu amaçla üçgen şeklideki reflü yastıkları denenebilir. Reflü yastıklarının işe yaraması için şeklini koruması ve çökmemesi gerekir. Daha kalıcı bir çözüm olarak resimde görüldüğü gibi yatak ile baza veya karyola arasına üçgen şeklinde bir destek, bir yükseltici konulabilir. Baş tarafında yükseklik 15-25 cm civarında olmalıdır. Yükseltme belden başlayarak, başa doğru tedricen artacak şekilde olmalıdır. Yaylı yatakların bu şekilde bükülmesi mümkün olmayabileceğinden sünger yatakların tercih edilmesi uygun olacaktır. Yada bu şekilde kestirilmiş bir sünger yatağın üzerinde kullanılabilir. Eğer yatak ve bazanızı yenilemeyi düşünüyorsanız sırt tarafı yükseltilebilen ayarlanabilir bir baza seçmek uygun bir seçim olabilir.

Reflüde Diyet

Reflüde diyet denildiği zaman akla hemen uzun yenilebilecekler ve yenilmesi yasak olanlar listesi geliyor. Oysa bir reflü hastası ne yediğine dikkat ettiğinden daha çok nasıl, ne kadar ve ne zaman yediğine dikkat etmelidir. Öncelikle şunu bilmek lazımdır ki reflü olabilmesi için midenin dolu olması gereklidir. Açken reflü olmaz. Mide boşken asit üretilmez. Geriye yemek borusuna kaçacak birşey olmaz. Mideye giren besinler asit üretimini tetikler. Uzun süren açlık dönemlerinden sonra, mesela sabah kalkıldığında, mide boşken henüz açken reflü olmaz. Bu sırada olabilecek belirtiler reflüye bağlı değildir. Başka bir neden aramak gerekir. Tabi yatmadan önce, geç saatte yemek yenmişse durum değişir. Bu durumda reflü gece boyunca, hatta sabaha kadar devam edebilir. Açken mide bölgesinde ağrı, yanma, bulantı gibi rahatsızlıklar hissediliyorsa normalde bunun reflüden kaynaklanma ihtimali düşüktür. Başka bir problem nedeniyle olabilir.

Reflü belirtileri genellikle yemekten yarım saat sonra başlar ve bir kaç saat devam edebilir. Dolayısıyla reflüden korunmak için mideyi tam doldurmadan sofradan kalkılmalıdır. Mideyi aşırı doldurmaktan kaçınmanın bir yolu da, yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek yemektir. Hızlı yenildiğinde, doyma hissi oluşuncaya kadar, gereğinden çok fazla besin tüketilmiş olacaktır.

Gece uyku sırasında oluşan reflü çok daha fazla zarar verir. Uyurken yemek borusuna kaçan asitin temizlenmesi daha zordur, asit daha uzun süre orada kalır. Bu nedenle akşam yemekleri hafif olmalı, yatmadan en az 3-4 saat önce yemeye son verilmelidir. Bu süre hastanın midesinin hazmetme hızına göre de değişir. Midesi yavaş çalışanların, hazımsızlık çekenlerin daha erkenden yemeyi kesmesi gereklidir. Genel olarak akşam saat 19:00’dan sonra yemekten kaçınılmalıdır. Akşamları tüketilen kuruyemişler, atıştırmalıklar gece asit üretimine ve yemek borusunun asite maruz kalıp yanmasına neden olur. En kötüsü de gece uykudan kalkılarak yapılan atıştırmalardır. Gece mide yanması ile uyanılması durumunda kesinlikle bir şeyler yiyerek rahatlamaya çalışılmamalıdır. Bazı hastalar gece yanması veya midede kazınma olunca kalkıp süt içiyorlar. Süt geçici asiti bağlayarak geçici bir rahatlık hissi verir. Ancak süt bir besin olduğu için bu seferde onun sindirimi için yeniden ve belki de daha fazla asit üretimini tetikleyecektir.  Gece mide yanması yaşayanlar evlerinde antiasit ilaçlar yada daha iyisi alginat türü ilaçlar bulundurmalı ve yanma, kazınma olduğunda rahatlamak için bunları kullanmalıdırlar. Bu ilaçlardan yoksa su içilerek te rahatlanabilir.

Ramazan ayında oluşan reflünün temel nedeni sahur yemeği sonrası hemen uykuya yatılmasıdır. Sahurdan sonra hemen yatılmamalı mümkünse bir kaç saat beklenmeli, vakit geçirilerek reflü ihtimali azaltılmalıdır. Sahur öncesi alınacak proton pompası inhibitörü ilaçlar veya sahur bitiminde alınacak alginat türü ilaçlar da oruçta reflüye karşı etkili önlemlerdir. En doğrusu sahurun çok hafif yapılmasıdır.

Reflüde diyet listeleri pek pratik değildir ve genellikle uyulamaz. Uzun, uyulması zor yasaklı besinler listeleri oluşturup her hastaya aynı listeleri uygulamaya çalışmak doğru da değildir. Bir hastada reflüyü uyaran bir besin bir başkasında sorun çıkarmayabilir. Genel olarak reflüyü artırdığı bilinen yağlı yiyecekler, kızartmalar, baharatlı yiyecekler, asitli içecekler, çikolata, alkol, kafein ve nane gibi şeylerin tüketiminin kısıtlanması yeterlidir.  Kendisine kahve dokunmayan ve arada bir kahve içen birine bunu tamamen yasaklamanın manası yoktur. Sadece yoğun tüketim kısıtlanmalıdır. Bunun yerine kişi kendisine nelerin dokunduğuna dikkat etmeli ve sadece onlardan kaçınmalıdır. Aşırı tüketilen her şey zararlı olduğu için aşırılıkların yasaklanması ise gereklidir.

Sigara ve Alkol

Sigara ve alkol mide ile yemek borusu arasındaki kapak basıncının düşmesine yol açarlar. Sigara ayrıca koruyucu tükrük salgısını azaltır. Bu nedenle her ikisinden de kaçınılmalıdır.

Bunların dışında çok sıkı, dar kıyafetler karın içi basıncını artırarak reflüyü kolaylaştırabilir. Sakız koruyucu tükrük salgısını artırarak bazı kişilerde yararlı olabilir.

Ne Yapmalıyız
  • Fazla kilolar verilmelidir
  • Gece reflüsü olanlar yatak başını yükseltmelidir
  • Mideyi aşırı doldurmaktan sakınılmalı, midenin bir kısmı boş bırakılmalıdır
  • Yemek yavaş ve iyi çiğnenerek yenmelidir
  • Yatmadan önce yemek yenmemeli ve yatma zamanı mide boş olmalıdır
  • Sigara ve alkol bırakılmalıdır
  • Reflüyü artıran besinler kişiler arası farklılık gösterebilir, Genel listeler yerine her hasta kendisine dokunan besinlerden kaçınmalıdır
  • Reflüde diyet tek başına yeterli olmayabilir, ama hiç diyet yapmadan, yemesini kontrol altına almadan reflü tedavisi oldukça zordur.