Reflü hastalarının çoğunda midede ekşime, yanma, kaynama, mideden ağıza doğru acı su gelmesi gibi tipik belirtiler olduğu için reflü tanısı genellikle kolaydır. Bazı hastalarda ise aslında başka hastalıklara ait belirtiler olan ancak reflüden de kaynaklanabilen göğüs ağrısı, öksürük, ses kısıklığı gibi reflüye özgü olmayan belirtiler olabilir ve bunlarda kesin tanı için ileri tetkiklere ihtiyaç duyulur. Belirtilere ek olarak kesin reflü tanısı için kullanılan en önemli tetkik yönlemleri endoskopi, manometri, pHmetri, impedans ve kablosuz pHmetridir.

Endoskopi

Üst gastrointestinal sistem endoskopisi reflü tanısında en sık kullanılan tetkik yöntemidir. Reflü sırasında mideden yemek borusuna kaçan asit ve diğer tahriş edici maddeler zamanla bu bölgede özofajit adı verilen yaralar oluşturabilirler. Reflüye bağlı özofajitin endoskopik görüntüsü tipiktir. Bir gastroenteroloji uzmanı bunu kolayca fark edebilir. Endoskopi sırasında özofajit görülürse reflü tanısı kesin olarak konulmuş olur. Ancak reflü hastalarının ortalama olarak sadece üçte birinde endoskopi sırasında görülebilir özofajit vardır. Reflüsü daha hafif olan diğer hastaların endoskopi raporlarında ise özofagusun (yemek borusu) normal olduğu yazıyor olabilir. Endoskopide özofajit olmaması, o kişide reflü hastalığı olmadığı anlamına gelmez. Bu hastalarda kesin tanı için diğer yöntemler kullanılabilir.

Reflü hastalığında endoskopi sadece reflü tanısı için değil, reflü ile karıştırılabilecek diğer hastalıklarla ayırıcı tanı amacıyla yada reflü ile birlikte olabilecek ek hastalıkları saptamak amacıyla  da yapılır. Sindirim sisteminden kaynaklanan belirtilerin çoğu belli bir hastalığa özel değildir. Aynı belirti birbirinden farklı hastalıklarda görülebilir. Dolayısıyla başka bir hastalık olup olmadığının anlaşılması açısından endoskopi yararlıdır.

Manometri

Manometri yemek borusunun hareketlerini (özofagus motilitesi) incelemeye yarayan bir tetkik yöntemidir. Farklı noktalardan basınç ölçümü yapılarak yemek borusu hareketleri değerlendirilir. Üzerinde basınç algılayıcılarının olduğu, bilgisayara bağlı,  ince bir kateter ile burundan girilir ve yemek borusuna yerleştirilir. Yemek borusunun çalışması, hareketleri ve mide ile yemek borusu arasındaki kapağın basıncı, açılıp kapanması gibi işlevleri değerlendirilir.

Klasik su perfüzyonlu manometri sistemine ait kayıt örneği

Zaman içerisinde manometri sistemleri teknolojik olarak önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Günümüzde su perfüzyonlu veya elektronik yüksek çözünürlüklü kateterlerle yemek borusu ve kapak işlevleri oldukça detaylı bir şekilde analiz edilebilmektedir. Özellikle 36 kanallı elektronik kateterler bu alanda büyük bir gelişmeye yol açmıştır.

Manometri sistemi bunların dışında mide girişindeki kapağın yerini de çok doğru bir  şekilde tespit ederek pHmetri kateterinin doğru yere yerleştirilmesini sağlar.

Reflü açısından cerrahi tedavi planlanan bütün hastalarda önce yüksek çözünürlüklü manometri testinin yapılması gereklidir.

pHmetri

pHmetri reflü tanısında kullanılan en fizyolojik ve tanısal duyarlılığı en yüksek testtir. Bu testte burundan yemek borusuna yerleştirilen ve ucunda pH ölçümü yapabilen algılayıcılar bulunan bir kateter kullanılır. Bu kateter küçük bir kaydedici cihaza bağlanır.

Reflü tanısında pHmetri kaydı 24 saat süreyle yapıldığı için gün boyunca neler olduğu, ne kadar süreyle mide asidinin yemek borusuna kaçtığı, uykuda, uyanıkken veya yemek sonrası olan reflü miktarları ayrıntılı bir şekilde görülebilir.

Bu test sırasında hastadan her zamanki gibi normal bir şekilde yaşantısını sürdürmesi, normal yemeklerini yemesi ve normal saatinde uyuması istenir.  Normal yaşantı sırasında yapıldığı için sonuçları gerçeği daha iyi yansıtır ve daha değerlidir.  Tetkik sırasında hasta her zamankine göre daha az yemek yerse yada reflü ilaçları kullanırsa veya aktivitelerini kısıtlarsa tetkik sonuçları gerçeği yansıtmayabilir. Reflü ilaçları ideal olarak bir hafta öncesinden kesilmelidir. Sonucun güvenirliliği kateterin doğru yere yerleştirilmesine ve işlem sonrası sadece otomatik analizle yetinilmeyip, deneyimli uzmanlar tarafından manüel olarak ta incelenmesine bağlıdır.

Kablosuz pHmetri

Kablolu pHmetride olduğu gibi yemek borusundan pH ölçümü ile reflü tanısı konulmasına yarayan bir tetkik yöntemidir. Bu inceleme öncesi mide girişindeki kapağın yerinin tespiti amacıyla manometri gerekli değildir. Endoskopik inceleme sırasında ve aynı seansta takılabilir. Bu sistemde burundan geçen bir kateter yoktur. Kablosuz verici doğrudan mukozaya yerleştirilir.

Kablosuz pHmetrinin, burunda bir kateter bulunmaması dışında, belkide en önemli avantajı 2-4 gün süreyle kayıt yapabilmesidir. Uzun süreli kayıt tanısal duyarlılığı artırır. Reflü tanısında kesin sonuca varılmakta güçlük çekilen veya burundan çıkan bir kateter istemeyen hastalarda çok yararlı olabilir. Dezavantajı ise daha pahalı bir yöntem olmasıdır. Nadir de olsa bazı hastalarda göğüs ağrısına ve kanamalara yol açabilir.

İmpedans

Tam adı çok kanallı intralüminal impedans-pH monitörizasyonudur. Reflü tanısı için en hassas yöntem olduğu söylenebilir. Asit reflüsü dışında mideden gelen ancak asit olmayan diğer sıvıları da tespit edebilme avantajı vardır. Hatta gaz reflüsünü bile tespit edebilir.

En önemli kullanım yeri reflü ilaçlarının uygun şekilde kullanılmasına rağmen semptomları (belirtileri) düzelmeyen, tedaviye cevapsız hastaların ileri incelemesidir. İlaca cevapsızlık dışındaki konularda pHmetri veya kablosuz pHmetriye bir üstünlüğü yoktur.

Dezavantajı daha pahalı ve analizinin de daha zor olmasıdır. Bilgisayarla otomatik analizi güvenilir değildir. Deneyimli bir uzman tarafından elle analiz edilmesi gereklidir. Bu oldukça zaman alıcı bir işlem olduğundan maliyeti yüksektir. Bu nedenle sadece tedaviye cevapsız hastaların değerlendirilmesinde kullanılmalıdır.